Arkeoloji Müzesindeki maceram henüz ilkokul yıllarında ablamın ziyarete götürmesiyle başlamış, sonrasında güzel sanatlar fakültesine hazırlık dönemlerimde, her çarşamba desen hocam Memet Güreli ve Ada Sanat öğrencileriyle birlikte desen çalışmaya gidişimle devam etmiş, bunların dışında da sessizlik, dinginlik aradığım zamanlarda kaçtığım bir yer olmuştu. Fotoğraf dersleri  verdiğim günlerde Sevgili Öğrencim Şenay’ın evlilik fotoğraflarını çekme fikri ise müzeyle olan duygusal bağlarımı daha da güçlendirmişti. Şenay ve Yunus’un evlilik çekimleri için izin almaya gittiğimizde, müze görevlileri ilk defa böyle bir taleple karşılaştıklarını ve çok şaşırdıklarını ifade etmişti. ‘Çekim sırasında bize zorluk çıkar mı acaba?’ diye düşünürken, ilk defa böyle bir talepte bulunmanın verdiği avantajla, kapılar ardına kadar açılmıştı. Bu da benim için elbette bir gurur kaynağı oldu.  Böyle güzel bir mekanda,  beyazlar içinde gelin fotoğrafları çekmek ilk kez bana kısmet oldu. Derken yıllardır görmediğim arkadaşım Sevgili Tülin, Güven ile hayatını birleştirmeye karar vermiş ve Şenayın fotoğraflarını gördüğünde ‘’Evet Semayla Arkeoloji Müzesinde böyle bir çekim yapmalıyız’’ diyerek beni aramıştı. Tülin de tıpkı benim gibi müzenin müdaviminlerindendi.  Büyük bir heyecan duyarak yağmur kış demeden, vazgeçmeden soğuğa aldırmadan çekim programımızı gerçekleştiridik. Her şey o kadar yolunda gitti ki, çekim planımızdan yarım saat önce bitti ve   Karaköydeki  Kamondo Merdivenine uğrayıp bir kaç kare çekme şansı bile yakaladık.

Sevgili Tülin ve Güven çekinmeden ‘İstanbul’da’  hayal ettikleri evlilik fotoğraflarını çektirdiler. Sıkılmadan, dert etmeden, eğlenerek  hatta üşümeden… Bir çok çiftin, yoğun düğün günü programı sebebiyle gerçekleştirimedikleri; hayal olarak kalan alternatif çekim programı Tülin ve Güven için gerçek oldu.  Son yıllarda önümüze  sunulan park ve bahçelerde yapılan evlilik çekimleri konsepti dışında, İstanbul’un tarihi dokusu ve akla gelmeyen bir çok mekan evlilik, fotoğrafları için değerlendirilmeli. Yeter ki belgesel fotoğrafı gerçekten bilen, İstanbul’u, sokaklarının ışığını tanıyan, eğitimli bir fotoğrafçıya bu işi bırakın. Tülin ve Güven evlilik günlerini hiç bir zaman sıkılmayacakları, içlerinde ukte bırakmayan fotoğraflarla hatırlayacaklar diye tahmin ediyorum.  Darısı başınıza…